Dorn Metodu uygulaması

Dorn Metodu Nedir?

Bel ve boyun ağrılarını geçirmenin yepyeni bir yöntemi bulundu.

Chiropractic ya da Osteopathy’ye nazaran daha nazikçe ve müşterinin dinamik hareketleri ile yapılan, gerçek bir kendi-kendine yardım metodu olarak adlandıracağımız Dorn uygulaması ile omur ve eklemlerdeki hizalanma, sıralanma düzenlenir.

Bu vesile ile sinirler rahatlar. Vücutta kan dolaşımı tıkanıksız sağlanır. Kan dolaşımının sağlanması ile hücreler beslenir, vücudun kendini yenileme süreci başlar ve ağrılar yok olduğu gibi ilgili organlarda rejenerasyon başlar.

Dorn uygulaması her zaman eşit olmayan bacak boyunun eşitlenmesi ile başlar. Zira binanın temeli olarak kabul edeceğimiz bacak boylarının birbiri ile eş olmaması, maalesef binanın kendini temsil eden, kalça ve omurganın olması gereken hizasında olmamasına neden olmaktadır.

Kişinin kendi dinamik hareketleri ve Dorn uzmanının uyguladığı bası ile önce bacak boyu eşitlenir, leğen kemiği ve sacrum paralelliği (oblique pelvis düzeltimi) sağlanır ve omurga üzerinde omurların hizalanma çalışmaları başlar. Ardından köprücük kemiği ve boyun omurları ve en son da kafa kemikleri ile çalışılır. Vücuttaki tüm eklem ve kemikler olması gereken pozisyonlarına getirilir.

Clavicula (köprücük kemiği) ve Mandibula (alt çene kemiği) kaymalarından kaynaklı olarak ise başta Atlas (birinci boyun omuru C1) olmak üzere boyun omurlarında kayma oluşur. Burada en sık rastlanılan problem boyundaki kasların aşırı gerilmesi ile oluşan aks düzleşmesidir. Normalde C harfi şeklinde olan boyun düz bir çizgi şeklini alır. Boyun düzleşince beyine giden dört vertebral arterlerden ikisi gerilir ve beyne yeterince kan gidemez.

Kişide migren, baş ağrısı, baş dönmesi, unutkanlık, bulantı, yüksek tansiyon, kronik yorgunluk, düzensiz kan dolaşımından kaynaklı tek taraflı yüz felci, sinüs şikayetleri, ağır işitme, kulak ağrısı ya da çınlaması olabilir.

C3 omuruna kadar inen sıkıntılarda ise; akne, sivilce, diş ağrısı, kanayan diş etleri veya neuralgia (sinirsel ağrı) ile karşılaşmak mümkündür.

Yüz kemiklerinin tekrar hizalanması durumunda “deviasyon ve sinüs” şikayetleri ile uykuda “diş sıkma, diş gıcırdatma” problemlerinin minimuma indiği gözlemlenmiştir.

Bel ve boyun fıtığı, siyatik, menisküs, diz protezi, karpal tünel sendromu, migren, kulak çınlaması, kronik yorgunluk gibi problemlerde ameliyata gerek kalmadan başarı ile uygulanan Dorn Method özellikle bel ve boyun ağrılarında Almanya’da en çok kullanılan Tedavi halini almıştır. Yine Almanya’da birçok sağlık sigortası şirketi tarafından da ödeme kapsamındadır.

Hangi durumlarda uygulanabilir olduğu ile ilgili daha fazla bilgi için Bağlantı Tablosu kısmını inceleyiniz.

Omzunu hiç kaldıramayan ya da arkaya götüremeyen birinin daha ilk seans sonunda başarı ile bu hareketleri yapmasını görmek hiç şaşırtıcı değildir. MS hastalarında, otistik çocuklarda ise düzenli yapımı durumunda ciddi ilerlemeler kaydedilmiştir.

İki büklüm olmuş ve ağrılı bir şekilde gelip, dimdik ağrısız ve mutlu şekilde ayrılmak Dorn uygulaması ile neredeyse çok normaldir. Üstelik hiç bir ilaç ve operasyona gerek kalmadan. Basit egzersizlerle uzun süreli başarı garantisi Dorn Method tarafından geliştirilmiştir.

Uygulama esnasında size öğretilen egzersiz ve duruş şekillerine sadık kaldığınız, kendi sorumluluklarınıza evet dediğiniz anda ağrılarınıza sürekli olarak “hoşçakal” demiş olursunuz.


Dorn Metodu Tarihçesi

Dorn Metodunun kaynağı: Dieter Dorn

Dıeter Dorn


Birçok insan hayatlarının bir yerlerinde akut siyatik veya bel ağrısından şikayetçi olmuşlardır.

Bu insanlardan Almanya Lautrach‘da yaşayan çiftçi ve değirmen sahibi Dieter Dorn’a yolu düşenler, basit ancak etkili el hareketleri ile problemlerinin çok kısa sürede yok olduğunu ve büyük bir çoğunluğunda tekrarlanmadığına şahit olmuşlardır.

Dieter Dorn, Dorn Terapi’nin mucidi ve otuz seneden uzun süredir de uygulayıcısı olmuştur. Yüzlerce öğrencisine öğretmiş ve onlar da Dieter Dorn kadar başarılı olmuşlardır.

Dorn Metodu bugün Almanya başta olmak üzere, tüm dünyada çok büyük bir hızla yayılmaktadır.


Omurga üzerine;


Boyun bölgesinde 7 Cervical Omur,
Sırt bölgesinde 12 Thoracal Omur,
Bel bölgesinde 5 Lumbar omur ve
Kalça bölgesinde birbirine kaynamış 5 omurdan oluşan Sacrum ve Coccyx’den (kuyruk sokumu) oluşur.

Omurgada boyun, sırt ve bel bölgesinde 3 adet doğal kavis vardır. Bu kavisler sayesinde omurga üzerine düşen yük miktarı minimuma indirilir ve esnek hareket sağlanır.

Omurlar üst üste gelerek, içinden omurilik ve sinirlerin geçtiği omurga kanalını oluştururlar.

Omurga, omuriliği ve sinirleri korur ve vücudumuzun hareketini sağlar. Omurlar birbirlerine önde disk dediğimiz yastıkçıklar ile tutunurlar. Diskler omurların birbirine sürtünmesini önleyen yumuşak suspansiyonlardır. Disklerin görevi yürüme, oturma, yük kaldırma sırasında oluşan sarsıntıları emmek, omurların üzerine düşen yükü eşit olarak azaltarak, ağırlığı dengeli biçimde alt seviyeye iletmektir.

Omurga ayrıca ligamentler ve kaslar tarafından desteklenir. Ligamentler diskleri ve omurları yerinde tutan sağlam şeritlerdir. Kaslar ise hareketi denetler, omurgayı destekler ve sağlamlık kazandırır.

Omurilik ilgili omurların hizasından dallar vererek beynimizin verdiği emirleri, vücudumuzun diğer bölümlerine taşınmasından sorumludur.


Metod Nasıl Uygulanır?

Dorn Terapi her zaman eşit olmayan bacak boyunun eşitlenmesi ile başlar.

Zira binanın temeli olarak kabul edeceğimiz bacak boylarının birbiri ile eş olmaması, maalesef binanın kendini temsil eden, kalça ve omurganın olması gereken hizasında olmamasına neden olmaktadır.

Kişinin kendi dinamik hareketleri ve Dorn Terapistin uyguladığı bası ile önce bacak boyu eşitlenir, leğen kemiği ve sacrum paralelliği (oblique pelvis düzeltimi) sağlanır (pelvic denge) ve omurga üzerinde omurların hizalanma çalışmaları başlar.

Skolyoz, bel & boyun fıtığı, siyatik, kalça kemiğinde/ekleminde ağrı, diz ağrısı, migren, ayak problemleri, rahim sarkması, karın bölgesi, bağırsak ve mesane problemleri olarak karşımızda bulduğumuz hastalıkların büyük kısmına eğri leğen kemiği (oblique pelvis) pozisyonu ile asimetrik/eğri hale gelen, hizası bozulan bir omurga neden olabilmektedir.


Kimler Faydalanabilir?

Teknolojinin hayatımıza daha çok girmesi, aile yapılarının değişmesi, beslenme düzeninin bozulması gibi nedenlerle artık birçoğumuz gün boyu vücut duruşumuza dikkat etmeden ekran karşısında çalışan, televizyon karşısında yemek yiyen, diz üstü bilgisayarlarımız ile yatağımız üstünde yazışan insanlar haline geldik.

Özellikle 7-17 yaş arası gençler teknolojik yaşam şekilleri nedeni ile orta yaş geleceklerinde, omurganın yanlış kullanımından kaynaklı birçok sıkıntıyı bugünden davet ediyorlar. Halen ilk ve orta öğrenim yapan çocuklarımızın birçoğunda konsantrasyon bozukluğu, hiper aktiflik, kambur durma, koşamama, tırnak yeme benzeri sıkıntıları var. Annelerinin ya da sınıf öğretmenlerinin sürekli hatırlatmalarına rağmen dik oturamıyorlar.

Yeni yürümeye başlayan çocuklarımızın birçoğunda içe ya da dışa ayak basma problemi var.

Doğum yapmış annelerin birçoğunun ise, özellikle hamilelik ve doğum sonrası bebek bakımı esnasında vücutlarını yanlış kullanmalarından kaynaklı bel ağrıları devam ediyor.

Ev kadınlarımız her gün ev işi yaparken, bir hareketi yanlış yaparak kendilerine zarar veriyorlar.

Özellikle arkadan darbe alarak trafik kazası geçirmiş, spor kazası yaşamış veya bir yaşlarında ciddi bir düşme (balkon, merdiven, ağaç vs) atlatmış kişiler ise bugün ciddi bel veya boyun ağrılarından muzdaripler.

Tüm bunların neticesinde ameliyat olup, halen kesin sonuca ulaşamamış, ağrıları ile yaşamayı öğrenen ya da ikinci hatta üçüncü ameliyatına hazırlık yapanlar var.

Örneklenmeyi arttırabiliriz.

Dorn Terapi; bel, boyun, baş, sırt, kalça, bacak, diz, ayak, omuz, kol, el, parmak ağrısı olan, migren, siyatik, kireçlenme, skolyoz benzeri rahatsızlıkları bulunan herkese uygulanabilir. Yeni doğan dahil, çocuklarda da güvenle uygulanmaktadır. Ayrıca MS, Parkinson, Alzheimer benzeri merkezi sinir sistemi kaynaklı hastalıklarda da fayda sağlamaktadır.

Hangi hastalıklarda güvenle uygulanabileceğini daha detaylı görmek için Bağlantı Tablosu’nu tıklayınız.

Terapi sonrası 6 ila 8 hafta aşağıda listeli hareketlerin yapılmasından şiddetle kaçınılmalıdır.

  • Bacak bacak üstüne atmak,
  • Tek bacak üzerinde durmak,
  • Dizlerin gergin haliyle ayakta durmak,
  • Kalçanın dışarıda olan pozisyonu ile yürümek,
  • Yürürken önce topuklara basmak,
  • Uyurken yan yatmak,
  • Ayakkabı giyerken, elleri bacağın dışından kullanmak,
  • Dizin 90 dereceden daha fazla vücuda yaklaştırılarak yapılan “streching” (germe) hareketleri.